Etkinlik Hakkında

Dikkat! Bu etkinliğin tarihi geçti!

Bu yıl “!f İstanbul birleştiriyor!” sloganıyla yola çıkan festival, bağımsız sinemanın en iyilerini, yılın çok konuşulan ve bol ödüllü filmlerini sinemaseverlerle buluşturuyor. !f², Samsun’un yanı sıra 33 şehir, 50 farklı noktaya film götürecek. 26-27-28 Şubat tarihlerinde Yalı Cafe Salon 55’te İstanbul gösterimleri ile eşzamanlı film gösterimine hazır olun! Film gösterimleri ücretsiz olup filme girişler; “çocuklar için getirdiğiniz armağanlarla” ( kitap-kırtasiye-kıyafet-oyuncak vb) olacaktır.  İğne Deliği Gençlik Merkezi Kültür ve Sanat Kulübü, Atakum Belediyesi, İş Bankası Maximum Kart ve İş’te Üniversiteli partnerliğinde ve Mediatriple’ın sağlayacağı altyapı ile gerçekleşecek olan !f², festival coşkusunu 33 şehre taşıyor! !f ², bir festival tarafından dünyada ilk kez gerçekleştirilmiş bir ‘alternatif dağıtım ve paylaşım’ projesi. 6 yıl önce yeni yollar arayışıyla başladığımız hikayede dijital yayın teknolojisiyle yeni beraberlikler yaratabileceğimizi, dünyayı farklı bakışlarla görmemize yol açan filmleri daha fazla izleyici ile paylaşabileceğimizi umduk. Hayalimizi gerçekleştiren alternatif dağıtım projesi !f ² oldu ve 33 şehirde 41 ortakla geniş bir !f ailesi oluştu. Bu sadece Türkiye değil, dünyadaki film festivalleri arasında da takip edilen bir model oldu. Bu yıl !f ² projesi için, sanatsal üretimlerin herkes tarafından ulaşılabilir olmasına, bu üretimler etrafındaki birlikteliklerimizin nasıl daha paylaşımcı olabileceğine kafa yorduk ve 2016 !f ² gösterimlerini armağan ekonomisi prensibiyle yürütelim istedik. Armağan ekonomisi para alışverişi olmadan, katılımcıların hediyelerini sunmalarıyla gerçekleşiyor. Dileyenler bir kitap getirerek değiş-tokuş edebilir ya da birinin bulup okuması için mekana bırakabilirler. Sanatçılar resim veya fotoğraf hediye edebilir. Bir arkadaş grubu toplanıp varsa mekanın bir ihtiyacını karşılayabilir. Arabası olan gösterimlere gelecek olanlara şoförlük yapabilir. Seçenek çok, hayal gücü sınırsız. Festivalin İstanbul’daki son üç günü, 26-27-28 Şubat tarihlerinde İstanbul gösterimleri ile eş zamanlı göstereceğimiz 5 film, Mediatriple tarafından sağlanacak altyapı ile sizlere ulaşırken, film gösterimlerinden sonra yönetmenlerle yapılacak ve internet üzerinden canlı yayınlanacak olan sohbetler her yerden izlenebilecek.
Çocuklara Armağan Olsun! Bu sene bilet satışlarımız olmayacaktır. Filme girişler çocuklar için getirdiğiniz armağanlarla ( kitap-kırtasiye-kıyafet-oyuncak vb) olacaktır.
 [quote font=”georgia”]ORMANA DOĞRU / INTO THE FOREST 26 ŞUBAT CUMA / 19:00 Apokaliptik bir dünyada iki kız kardeşin hayatta kalma mücadelesi. Yüksek teknolojinin her yanı sardığı yakın bir gelecekte, iki kız kardeş babalarıyla birlikte ormanın içindeki evlerinde yaşamaktadır. Dans seçmelerine hazırlanan Eva gece gündüz prova yaparken, Nell tüm zamanını üniversiteye giriş sınavı için ders çalışmakla geçirmektedir. Bir gün, ailenin yaşadığı bölgede bilinmeyen bir sebeple elektriklerin geri gelmemek üzere kesilmesi herkesin hayatını tamamen değiştiriverir. Bu andan itibaren etraflarındaki her şeyi yavaş yavaş yitiren iki kız kardeşin hayatta kalma mücadelesine odaklanan film, Eva ve Nell’in birbirlerini ve doğayı yeniden keşfetme süreçlerini büyük bir sıcaklık ve samimiyetle gözler önüne seriyor. Jean Hegland’ın aynı adlı romanından uyarlanan Ormanın İçinde, alışık olduğumuz kıyamet filmi kalıplarının dışına çıkan yaklaşımı ve Patricia Rozema’nın incelikli anlatımıyla hem kalbinize hem de duyularınıza hitap etmeyi başarıyor![/quote] [quote font=”georgia”]MUSTANG 27 ŞUBAT CUMARTESİ / 14:00 Kadın veya çocuk olmayı değil, kendileri olmayı seçen beş kız kardeş.Önce kızların uzun dağınık saçları, komşunun bahçesinden çalıp tişörtlerine sokarak meme yaptıkları elmalar vardı. Sonra aniden erkeklerle suda oynamak cezalandırılması gereken bir şey oluverdi. İnebolu’da babaanneleri ve amcalarıyla yaşayan beş kardeşin fazlasıyla kendileri, fazlasıyla başına buyruk olmaları eve, kadınlığa, evliliklere kapatılmalarını gerektiriyordu. İlk bakışta, zorla kadın yapılan kızların hikayesi gibi duran Mustang, esasında beş kafalı bir kadın canavarının henüz büyümemiş küçük kadıncıklara, cüsseli adamların her köşeden çıkıp gelen kötücül bakışlarına ve suçlayan fısıldamalarına karşı verilen epik mücadelenin filmi. Kadın vücudunun cinsellikle değil kardeşlikle, denizle, bitkilerle, güneşle anlatıldığı küçük vahşi atların hikayesi. Fransa’nın Oscar adayı Mustang’in müzikleri Nick Cave and the Bad Seeds’den Warren Ellis’in imzasını taşıyor. [/quote] [quote font=”georgia”] HIZIN KIZLARI 27 ŞUBAT CUMARTESİ / 16:00Orta Doğu’nun ilk kadın araba yarışçısı takımı olan Hızın Kızları her açıdan şaşırtıyor. Tellerle örülü işgal altındaki Batı Şeria’da normal araba parçalarından devşirerek ürettikleri yarış arabalarıyla hem işgale hem de kadınları yarış şoförü olarak görmeye alışkın olmayan muhafazakar topluma meydan okuyorlar. Bol espri, adrenalin ve cesaretle yol yapan kadınlar ailelerinden ve toplumdan gelen baskıya ve ekonomik sıkıntılara rağmen tutkularının peşinden giderek ün yapıyor. Ancak baskılar zamanla takımın geleceğini de tehdit etmeye başlıyor. Film beş kadını yarışlarda ve gündelik hayatlarında takip ederken sürprizlerle dolu, ilham veren bir yolculuğa çıkarıyor ve Filistin’i bambaşka bir pencereden görmemizi sağlıyor. [/quote] [quote font=”georgia”] SONİTA 28 ŞUBAT PAZAR / 14:00 Bırakın çığlık atayım.Sonita’nın elinde, var olduğunu kanıtlayan herhangi bir belge yok. Afganistan’dan Tahran’a mülteci olarak girmiş, sekiz senedir annesini görmemiş, peşinde yönetmen Rokhsareh Ghaemmaghami ile İran’da Afgan bir kadın olarak yoksulluk içinde yaşıyor. Pop müzik duygularını yansıtamayacak kadar yumuşak kaldığından rap yapmaya başlamış, stüdyoları dolaşıyor ve kanunen yasak olmasına rağmen kayıt yapacak birilerini arıyor. Abisi bir kızla evlenmeye karar vermiş, bunun için 9 bin dolar ödemesi gerek. Aile parayı bulmak için Sonita’yı bir adamla evlendirmeyi planlıyor. Sonita arkadaşlarından aşina olduğu bir hikâyenin kahramanı olmak üzere çünkü ailesinde ne onun isteklerine kulak verecek erkekler var, ne de geçmişte aynı şey kendi başlarına geldiğinde karşı koyabilmiş kadınlar. Derken Sonita çok acayip bir şey yapıyor ve Rokhsareh Ghaemmaghami’ye dönüp kendisini satın almasını istiyor. Geri kalanı, yönetmenin sadece takip eden göz olmakla meseleye müdahil olmak arasında vermek zorunda kaldığı karar ve Sonita’nın tek tutkum dediği rap ile yapabileceklerinin hikâyesi.[/quote] [quote font=”georgia”]CENNET / PARADISE 28 ŞUBAT PAZAR / 16:00 İran’da kadın olmak.Cennet, İran’da öğretmenlik yapan yirmi beş yaşındaki Hanieh’nin hikayesini anlatıyor. Hanieh, bir yıl önce beklenmedik bir şekilde anne ve babasını kaybetmiştir ve hamile ablasıyla birlikte yaşamaktadır. Bu trajedinin yanında aslında daha da ciddi bir sorunu vardır: Çevresindeki diğer kadınların aksine Hanieh, baskıcı rejimin kurallarına boyun eğmemekte direttiği ve ondan beklenen role uygun davranmadığı için birtakım zorluklar yaşamaktadır. Tıpkı bir uyurgezer gibi, herhangi bir duygu zerreciği dahi dışa vurmadan günlük hayatını sürdürmektedir. Kayıtsız, depresif bir tavır ve ifadesiz bir yüz belki de içinde kopan fırtınayı gizlemek için başvurduğu bir korunma yoludur. Bu pasif direnişe daha ne kadar devam edebileceği ise belirsizdir. Tahran’ın sokaklarında izinsiz bir şekilde gerilla usulü çekilmiş bu ilk film, son derece baskıcı ve cinsiyetçi İran rejiminde bir kadın olmanın zorluğunu samimi, gerçekçi ve belgeselvari bir dille gözler önüne seriyor. [/quote]