Yeni Nesil Bir Aşk Hikayesi: YOU

Yeni Nesil Bir Aşk Hikayesi: YOU

YOU, Caroline Kepnes’in çok satan romanı You’nun uyarlaması olan dijital platforma sunulan Gred Berlanti ve Sera Gamble’ın yönetmenliğini yaptığı Amerikan psikolojik gerilim dizisidir.

You Dizisinin Konusu

Ana karakterimiz Joe Golberg kültürlü ve modern dünyadan izole, sofistike ve saplantılı bir insanı canlandırıyor ve hedefine ulaşmak için sosyal medya ve teknolojiyi stratejiksel bir biçimde araç olarak kullanıyor ve her şey çalıştığı kitap dükkanına adımını atan genç ve güzel bir kız olan Guinevere Beck’e (Elizabeth Lail) âşık olması ile başlıyor.

Beck yazar olmak isteyen ve New York’ta yalnız yaşayan sevgilisi olan ve giriş katındaki evine perde takmayan bir öğrenci ve normal bir hayata sahip ta ki Joe ile tanışana kadar, ilk etapta Joe gayet kibar ve nazik bir adam gibi gözükse de aslında hiç öyle bir insan olmadığını dizinin ilerleyen sarsıcı bölümlerinde göz önüne sermekte. Joe aslında her şeyi çok iyi gördüğünü ve analiz ettiğini düşünse de aslında yaptığı tek şey kör bir adam olarak insanların hayatını mahvetmek evet yanlış duymadınız insanların. Joe âşık olduğu kadınların hayatına sızmakla kalmıyor çevresindeki insanların da hayatlarına giriyor. Tabi ki her şey böyle başlamasına rağmen böyle gitmiyor ilk sezonun sonunda Joe’nun dizide bahsettiği eski sevgilisini görmemizle beraber Beck’in, Joe’nun ilk ve son saplantısı olmadığını anlıyoruz ve tabi ki 2. sezonunu merak etmeye başlıyoruz.

Peki Sen Aşkın İçin Ne Yaparsın?

2. sezonda her şeyden arınmış gibi bir adam olarak karşımıza çıkan Joe’nun Los Angeles’a taşınıp adını “Will” yaparak düzgün bir hayat macerasına girmeye çalışır. Peki geçmişinden kaçabilir mi? her ne kadar uğraşsa da geçmişi peşinden gelir ve 2.sezonunda 2. aşkı olan ve tabi ki de Joe’nun aklını başından alacak kadar güzel olan Love Quinnle (Victoria Pedretti) ile tanışır.

Love geçmişte sevdiği bir insanı kaybederek yara almış ve hayatına olumlu bakmaya devam etmiş bir aşçı ve dizi boyunca erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer felsefesini de barındırmış bir karakter. Yeni karakterler, yeni şehir, yeni iş peki ya yeni Joe?

Joe tam her şey düzeldiğini ve mükemmel bir hayat yaşadığını düşündüğü an ilk aşkı Candace’in onu Los Angeles’ta yalnız bırakmayıp intikam almaya geldiğini ve kız arkadaşı olan Love’ın zaafı olan sorumsuz ve uyuşturucu bağımlısı erkek kardeşini kendisine aşık ettiğini öğrenerek her şeyin mahvolduğunu düşünür. Joe’nun psikopatlıkları adeta domino taşları gibi teker teker ortaya çıkar. Sezonun sonuna kadar yine acaba ne yapacak yine düşündüren Joe merak duygusunu ilk sezonki gibi korur ve çarpıcı bir 2. sezon finaliyle istemsizce seyircileri 3. Sezon çıkış tarihi adlı aratmayı yaptıran Netflix burada başarılı bir işe el atmış diyebiliriz, dizinin kurgusunun Dexter’a benzemesi seyircileri biraz huysuzlaştırsa da başrolün düşünceleri ve fikirlerini sahnelerle senkronize bir şekilde ekrana yansıması bu diziyi farklı kılıyor ve bizi Joe’ya biraz daha yaklaştırıyor diyebilirim.

Yaptığı yanlışlarla birlikte doğruları da olan Joe seyircinin tam ondan nefret edecekken yaptığı ufak iyiliklerle tekrar tolerans kazanıyor ve seyirci bu karakterden bir türlü nefret edemiyor diyebiliriz. Ayrıca 2. Sezonda ana karakterimizin çocukluğuna inerek davranış bozuklukları ve her şeyin aslında çocukluğumuzda yaşadığımız travmalarla bağlantılı olduğu mesajı da verilmiş. Ama asıl soru şu “Bu bir aşk mı?”

Bir yorum yazmaya başla
Yorum
İsim
Mail adresiniz